Arabuluculuk

Arabuluculuk Nedir?

Arabuluculuk; bir hukuki uyuşmazlığın çözümü için tarafların arabulucu aracılığıyla müzakere ve anlaşma yoluyla çözüme kavuşturması olarak tanımlamak mümkündür. Buradaki temel amaç, tarafların sorunlarını müzakere ederek, barışçıl çözüm yollarıyla anlaşmaya varmalarını sağlamaktır. Esasen toplumuzda, insanlar sorunlarını tarafsız bir üçüncü kişiye anlatarak, tabiri caizse orta yolu bulmaya çalışmaktadır. Arabuluculuk, anlaşmayla dostane çözüm üretmenin hukuka yansıması olarak ifade edebilir. Adalet Bakanlığı’na bağlı tarafsız arabulucular nezdinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların müzakere edilerek sonuçlanmasını amaçlamaktadır.

Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği konularda yapılabilmektedir. Dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra dahi yapılması mümkündür. Arabuluculuk faaliyetleri hakkında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği çıkarılmıştır.

Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık yönetimidir. Bunun sonucu olarak müzakereler sonucunda anlaşmaya varılması halinde tutulan tutanak ilam niteliğinde belgedir. Yani, bu süreçte anlaşılan bir konu hakkında sonradan aynı konuyla alakalı dava açılamamaktadır.

Arabuluculuk

Arabulucu Kimdir ve Arabulucu Nasıl Olunur?

Arabulucu, sürecini yöneten, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüme ulaştırmasına yardımcı olan tarafsız ifade etmektedir. Arabulucular, Adalet Bakanlığı’na bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlığı nezdinde tutulan sicile kayıtlı kişilerdir.

Arabulucu nasıl olunur dediğimizde; 5 yıl kıdeme sahip hukuk mezunu olmak ve gerçekleştirilen sınavda başarılı olmak gerekir. Sınava girmeden önce temel eğitim alınmakta ve akabinde sınava tabi tutulmaktadır. Sınavda başarılı olan adaylar sicile kayıt işlerini tamamlamakta ve ihtiyari kapsamında faaliyetlerini yürütebilmektedir.  

Arabuluculuk Hizmetleri

Uzun süren yargılamalar, davalarda yapılan usulü hatalar sebebiyle davanın reddedilmesi veya mahkeme tarafından verile yanlış kararlar bir hakkında tesisi için engel oluşturmaktadır. Ayrıca, uzun süren mahkeme süreçleri sonunda davanın kazanışmış olsa dahi, kişinin elde edeceği menfaat azalmaktadır. Bir hakkın elde edilmesi kadar elde edildiği zaman da büyük önem taşımaktadır.

Kurumsal firmalar açısından ise, aleyhlerine açılacak davaların fazlalığı firmaları açısından bir prestij kaybına uğratacaktır. Yaşanan uyuşmazlıklar kısa sürede çözümlenmesi firmalar açısından emek ve zaman tasarrufu sağlayacaktır. Alternatif uyuşmazlık hizmeti, insanların uzun süren mahkemeler yerine, uyuşmazlığın kısa sürede çözülmesine olanak sağlamaktadır.


Ofisimiz; iş hukuku, ticaret hukuku gibi alanlarla uzmanlık eğitimlerini tamamlamış uzman arabulucular tarafından hizmet verilmekte olup, kısa sürede uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulmasına olanak sağlamaktadır. 

Arabuluculuk Türleri Nelerdir?

İhtiyari Arabuluculuk

İhtiyari arabuluculuk, taraflardan en az birinin bir arabulucuya başvurması ve uyuşmazlığın diğer taraf veya tarafların da katılımıyla başlayan süreçtir.  Uyuşmazlığın tüm tarafları da başvurması mümkündür. Taraflardan bir veya birkaçının arabulucuya uyuşmazlığın başvurmasıyla “arabulucu sözleşmesi” imzalanır ve uyuşmazlığın diğer tarafına sürece katılması için davet mektubu gönderilir. Karşı tarafın bu icaba davet etme zorunluluğu yoktur.  Uyuşmazlığın karşı tarafı davete icap ettiği takdirde tüm taraflarla “arabuluculuk sözleşmesi” akdedilir ve süreç başlar.

Zorunlu Arabuluculuk

Zorunlu arabuluculuk, aşağıda detaylı değinileceği üzere, bazı davaların açılması için yürütülmesi gereken zorunlu süreçtir. Bu süreç bir dava şartı olup, bu aşamada bitirilmeden davanın yürütülmesi mümkün değildir. Dava açmak isteyen tarafın, davayı açacağı yargı yerine bağlı Arabuluculuk Komisyonuna başvurarak süreç başlar. Komisyon tarafından siciline kayıtlı bir arabulucu atanır ve taraflar bir araya gelerek uyuşmazlığı çözmeye çalışmaktadır.

Hangi Davalar Zorunlu Arabuluculuğa Tabidir?

Türk hukukunda bazı davalar açılmadan önce bu sürecinin tamamlanması şart koşulmuştur. Söz konusu şart dava şartı olarak kabul edilmekte olup, yerine getirilmediği takdirde davanın usulden reddedilmek durumu vardır. Aşağıda hangi davaların zorunlu arabuluculuğa tabi olduğuna değinilmiştir.

Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, Türk Ticaret Kanunu m.5/A hükmünde düzenlenmiştir. Düzenleme kapsamında konusu belirli bir miktar para olan davalar açılmadan önce dava şartı olan bu sürecin tamamlanması gerekmektedir.. Söz konusu ticari davalara örnek olarak;

  • İtirazın iptali,
  • Menfi tespit,
  • İstirdat,
  • Tazminat talepleri,
  • Ticari alacaklar örnek gösterilebilir.

Konusu belirli bir para içermeyen genel kurul kararın iptali, denetçinin azli, bilgi alma hakkı gibi davalarda başvurulması zorunlu değildir.

İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

İş davalarında zorunlu arabuluculuk, özellikle işçilik alacaklarına yönelik talepleri içeren davalarda yerine getirilmesi gereken dava şartıdır. Söz konusu iş davalarına örnek olarak:

  • Fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde işe iade davası,
  • İşçilik alacak ve tazminat davaları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti vb),

İşçinin üzerinde serbestçe tasarruf ödemeyeceği hizmet tespit davaları ile iş kazasından kaynaklı tazminat davaları zorunlu bir süreç değildir.

Kira Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Kira davalarında zorunlu arabuluculuk hukukumuzda yeni bir müessese olup, kira sözleşmesinden kaynaklı para alacakları için getirilmiştir. Her türlü kira sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklarla zorunlu olmayıp, konusu belirli bir miktar parayı içeren davalarda başvurulması gereklidir. Söz konusu davalara örnek olarak:

  • Kira alacağı,
  • Kira bedeli tespit,
  • Kira bedelinin uyarlanması,
  • Tahliye

Ancak, kiracının evi göstermemesi sebebiyle açılan “kiracının evi gösterme yükümlülüğü davası”, belirli bir miktar para alacağını içermediği için zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.

Taşınmaz Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Taşınmaz davalarında zorunlu arabuluculuk, bir taşınmazı konu alan ve parayla ölçülebilen davalarda getirilmiştir. Söz konusu davalara örnek olarak:

  • Ortaklığın giderilmesi,
  • Komşuluk hukukunda kaynaklanan uyuşmazlıklar,
  • Kat mülkiyeti hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar

Tüketici Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Tüketici davalarda, uyuşmazlık miktarına göre il veya ilçe tüketici hakem heyetine başvurulması zorunludur. Söz konusu uyuşmazlık sınırı her yıl yenilenmekte olup, 2024 uyuşmazlık sınırı 104.000,00 TL’dir.

Tüketici davalarda zorunlu arabuluculuk, tüketici il, ilçe uyuşmazlık miktarını aşan veya icra takibi sonrasında ikame edilen, konusu belirli bir miktar parayı içeren davalar için getirilmiştir. Ancak, bazı tüketici davalarında başvurulması zorunlu değildir. Genel olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olmayan tüketici davaları:

  • İl, ilçe hakem heyeti uyuşmazlık miktarı dahilinde davalar,
  • Tüketici hakem heyeti kararlarına itiraz davaları,
  • Tüketici örgütlerince açılan davalar,
  • Taşınmazın mülkiyet hakkına gibi ayni hak içeren davalar,
  • Satılan malların toplanması, üretimin durdurulması talepli davalar

Arabuluculuk Ücreti Kime Ait ve Ne kadardır?

Arabuluculuk ücreti, ihtiyari veya zorunlu kapsamında yapılıp yapılmadığına göre farklılık göstermektedir. Ancak her iki durumda da ödenecek asgari ücret için her yıl yenilenen Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi yayınlanmaktadır. Söz konusu yayınlanan tarifede belirlenen ücret:

  • Dava türü,
  • Taraf sayısı,
  • Toplantı süresi,
  • Anlaşma veya anlaşama,
  • Anlaşma durumunda uyuşmazlık miktarına göre farklılık göstermektedir.

İhtiyari arabuluculuk ücreti, tarifenin aşağısında olmamak üzere, taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda belirlenmektedir. Tarafların anlaşamama durumunda toplantı süresin, tarafların sayısı, davanın niteliğine göre ücret değişmektedir. Tarafların anlaşma halinde ise, uyuşmazlık miktarına göre hesaplanmaktadır.

Zorunlu arabuluculuk ücreti ise, tarafların anlaşamaması durumunda ilk iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı’nın bütçesinden ödenmektedir. İki saati aşan toplantı sürelerinde ise, kural olarak taraflarca eşit ödenir. Tarafların anlaşma durumunda ise, kural olarak taraflarca eşit karşılanır. Ancak, taraflar arasındaki anlaşmaya göre bir taraf ücretin tamamını üstlenmesi mümkündür.

Arabuluculuk ücretinden değinilmesi gereken önemli bir husus, tüketicilerin süreç sonunda ücret ödemeden muaf olmasıdır. Taraflar arasında anlaşma veya anlaşamama şeklinde tutanak tutulsa dahi tüketiciler herhangi bir ücret ödememektedir.

Arabuluculuk Süreci ve Aşamaları

Arabuluculuk süreci, gönüllülük esasına dayanmaktadır. Taraflar, bağımsız bir arabulucuyla uzlaşma yoluyla sorunlarını halletmeye çalışmaktadır. Arabulucu, tarafları bir araya getirerek tarafların sorunlarının çözümü için ortak bir noktada buluşturmaya çalışmaktadır.

Arabuluculukta gönüllük esasına dayanması sebebiyle katılım zorunlu değildir. Ancak, zorunlu arabuluculuk sürecinde bazı sorumluluklar mevcuttur. Zorunlu arabuluculuk kapsamında, aleyhine başvuru yapılan kişinin ilk toplantıya katılması zorunludur. Kişi toplantıya katılmadığı takdirde, ileride açılacak davada haklı veya haksız çıkması fark etmeksizin mahkeme vekalet ücreti ve yargılama masraflarını ödemekle yükümlü olmaktadır.

Arabuluculuk süreci, belirli sistematik şekilde yürütülmektedir. Kısaca arabuluculuk sürecinden bahsedecek olursak:

  • Hazırlık Aşaması: Uyuşmazlığında tespiti ve taraflarla ilk teması kurması.
  • Başlangıç Aşaması: Taraflarla ilk toplantının yapılması, uyuşmazlığın konuşulması.
  • İnceleme Aşaması: Taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerin ortaya konulması.
  • Müzakere Aşaması: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yollar aranması.
  • Sonuç: Müzakereler sonucunda tarafların anlaşması veya anlaşamaması durumunun tutanağa bağlanması

Arabuluculuk Sonuçları ve Uygulanabilirliği

Süreç sonunda anlaşma veya anlaşama olmak üzere iki şekilde sonuçlanmaktadır. Tarafların anlaşması halinde anlaşma tutanağı düzenlenmektedir. Düzenlenen belge ilam niteliğinde belge olup, sonrasında aynı konu içi dava açılması mümkün değildir.

Anlaşma tutanağının ihlal edilmesi halinde, bir mahkeme kararının icraya konulması gibi, icra takibine konu edilmesi mümkündür. Ancak, söz konusu tutanağının uygulanabilirliği noktasında bazı farklılıklar vardır. Sadece tarafların veya taraflar ile bir vekilin hazır olduğu ve imzalandığı tutanakların icraya konulabilmesi için, Sulh Hukuk Mahkemelerine başvurulup “icra edilebilirlik şerhi” alınması gerekmektedir. Ancak, 5 imza kuralı olarak da bilinen, taraflar ile taraf vekilleri ve arabulucu tarafından imzalanan anlaşma tutanakları, doğrudan icra takibi konusu yapılabilmektedir. Söz konusu 5 imzanın yer aldığı anlaşma tutanakları için icra edilebilirlik şerhi aranmamaktadır.

 

Back to top button