Vergi Hukuku
Vergi hukuku, devletin kamu hizmetlerini finanse etmek amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden aldığı vergilerin toplanması, denetlenmesi ve düzenlenmesi süreçlerini kapsayan bir hukuk dalıdır. Vergi hukuku, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğlerle düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerle, vergi hukuku kapsamında mükelleflerin hak ve yükümlülükleri belirlenirken, vergi idaresinin yetki ve sorumlulukları da tanımlanır.
Vergi Hukuku Danışmanlık Hizmetleri
Vergi hukuku danışmanlık hizmetleri ile müvekkillerimizin vergi mevzuatına uyum sağlamalarını ve olası hukuki ihtilafları çözüme kavuşturuyoruz. Vergi hukuku, dinamik yapısı ve sık sık çıkarılan tebliğlerle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, vergi hukuku alanında uzmanlaşmış danışmanlık hizmetlerine duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Aşağıda, vergi hukuku kapsamında müvekkillerimizin yaşadığı bazı sorunlara değinilmiştir.
Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları
Vergi hukuku sıkı sıkıya usul prosedürlerine bağlı bir hukuk dalıdır. Bir mükellef hakkında vergi ziyaı veya idari yaptırım kararı alınırken, vergi hukukunun öngördüğü belirli prosedürlerin eksiksiz tamamlanması gerekmektedir. Özellikle, vergi hukukunda düzenlenen vergi teknik raporlarının usulüne uygun düzenlenmediği sıkça rastlanan bir durumdur. Vergi hukukunda, vergi doğuran olayın doğru tespit edilmesi ve usul prosedürlerinin titizlikle incelenmesi önem arz etmektedir.Vergi hukuku kapsamında genellikle yaşanılan hukuki sorunlar:
- Vergi ziyaı, Vergi Usul Kanunu (VUK) m.387 kapsamında vergi ve cezaların iptali,
- Vergi suçları sebebiyle açılan ceza davalar,
- Vergi Usul Kanunu m. 153/A teminat, özel esaslara alınma gibi uygulamalara karşı açılan idari kararların iptali davaları da vergi hukukunda sıklıkla görülmektedir
Bahsi geçen hukuki ihtilafla alakalı aşağıda açıklama yapılacak olup, vergi hukukunda ihtilafların halinde başvurulan çözüm yolları şunlardır:
- İtiraz ve Düzeltme Başvuruları: İşlemi yapan ilgili vergi dairesine dilekçe yoluyla itiraz edilmesidir.
- Uzlaşma: Vergi zıyaı, özel esaslara alınma gibi durumlarda vergi hukuku kapsamında vergi dairesiyle uzlaşma sağlamadır.
- Dava yoluna başvurma: İtiraz süreçlerin veya uzlaşma kanalından sonuç alınamaması ya da doğrudan Vergi Mahkemelerinde dava açılmasıdır.
- Etkili Savunma: Vergi suçları kapsamında açılan ceza davalarında müvekkilleri savunma yapılmasıdır.
Vergi Suçlarının Tanımı ve Kapsamı
Vergi suçları, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu suçların temel amacı, vergi ödemekten haksız bir şekilde kaçınmasının önüne geçilmesidir. Vergi hukuku kapsamında, vergi suçlarına karşılık yaptırımlar karşımıza; idari tedbirler, para cezaları ve hapis cezaları olarak çıkmaktadır. Vergi hukukunda suçlar; vergi kaçakçılığı suçu ve alternatif vergi suçları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Cezai Yaptırımları
Vergi kaçakçılığı ve suçları, VUK m.349’da düzenlenmiştir. Bu suçlardan en yaygın olanı naylon fatura olarak da adlandırılan sahte fatura düzenleme ve kullanma suçudur. Vergi hukukunda vergi kaçakçılığı suçları ve cezaları şu şekildedir:
- Defter, Belge ve Kayıtlarda Sahtecilik : Gerçek bir işlemi yansıtan belgelerin, nitelik, miktar veya içerik açısından gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi veya kullanılmasıdır. Vergi hukukunda sahte fatura düzenlemek veya kullanmak, bu suçun en yaygın örneklerinden biridir. Sahte fatura düzenleyen adına 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Sahte fatura kullanan adına ise 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
- Defter, Kayıt ve Belgelerin Tahrif Edilmesi: Saklanması ve ibrazı zorunlu olan defter ve kayıtların, gerçek matrahın anlaşılmasını zorlaştıracak şekilde değiştirilmesi veya tahrif edilmesidir. Vergi hukukunda 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası vardır.
- Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizlemek veya Sunmamak: Noter onaylı veya varlığı tespit edilen defter, kayıt ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kişilere sunulmamasıdır. Vergi hukukunda 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası vardır.
- Muhasebe ve Hesap Hileleri Yapma: Gerçek matrahın ortaya çıkmasını engellemek amacıyla muhasebe kayıtlarında hile yapılması, hesapların gerçeğe aykırı tutulmasıdır. Vergi hukukunda 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası mevcuttur.
- Gerçeğe Aykırı Hesap Açma: Gerçek olmayan veya işlemle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açılması, işlemlerin bu hesaplar üzerinden gösterilmesidir. Vergi hukukunda 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası mevcuttur.
- Çift Defter Tutma: Vergi kanunlarına göre tutulması gereken defterlerin dışında, ikinci bir defter tutulması veya gizli kayıtlar oluşturulmasıdır. Örneğin, bir şirketin resmi kayıtlardan ayrı olarak tüm alacak, borç ve diğer işlemlerini içeren gizli bir veresiye defteri tutmasıdır. Vergi hukukunda 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası mevcuttur.
Alternatif Vergi Suçları
Vergi hukukunda alternatif vergi suçları olarak şu şekilde ifade edilebilir;
- Usulsüzlükler: Vergi beyannamelerinin zamanında verilmemesi veya eksik bilgi sunulması durumlarını kapsar. Özel Usulsüzlükler ise, defter ve belgelerin tutulmaması veya saklanmaması gibi daha spesifik ihlalleri içerir.
- Vergi zıyaı: VUK m.341’de tanımlanmış olup, kısaca vergilendirme ile ilgili sorumlulukların yerine getirilmemesiyle verginin gecikmeli veya eksik tahakkuk etmesi durumudur. Vergi zıyaı cezası, VUK m.44 uyarınca, verginin ziyaı uğratılan miktardan bir fazladır. Ancak, vergi kaçakçılığı suçuyla birlikte vergi ziyası durumu olduğunda zararın 3 katından az olamaz.
Vergi Ziyaı Cezalarında İtiraz Süreçleri
Vergi ceza ihbarnamesinin tebliğinden sonra, 30 gün içerisinde vergi ve cezaların terkin iptal edilmesi davası açılması gerekmektedir. Dava açılmadan önce, vergi hukuku uyarınca, ilgili vergi dairesine cezanın iptali için başvurmak mümkündür. Ancak, vergi ceza ihbarnamesinin tebliğden sonra doğrudan açılması daha bir reel seçimdir.
Vergi zıyaı cezasına iptal davası açılması halinde, dava sonuçlanıncaya kadar idari işlemler kendiliğinden durmaktadır.
Vergi hukukunda dikkat edilmesi gereken husus, VUK m.3 ve 5 uyarınca uygun bir dilekçeyle dava açılmasıdır. Diğer hukuk davaların aksine vergi hukuku kapsamında açılacak bir dava sıkı usulü prosedürlere bağlıdır. Yanlış bir dilekçeyle açılan dava vergi hukuku hükümleri gereğince reddedilmektedir.
Özel Esaslara Alınma (Koda Alınma)
Özel esaslara alınma, vergi hukukunda tedbir niteliğinde bir idari işlemdir. İlgili vergi idaresinin riskli gördüğü mükellefleri daha yakından izlemek ve denetlemek amacıyla uyguladığı bir yöntemdir. Vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporlarında mükellef hakkında olumsuz görüş neticesinde mükellefler “özel esaslar” (kod) adı verilen bir listeye alınmaktadır. Bu uygulama firmaların ticari hayatlarını ciddi manada sekteye uğratmaktadır.
Özel esaslara alınan kişiler, ilgili vergi dairesine dilekçe yoluyla itiraz edebilirler. Vergi hukuku kapsamında İtirazın reddedilmesi durumunda özel esaslara alınma işleminin iptali için 30 günlük süre bulunmaktadır.
Vergi Denetimleri: Mükelleflerin Hak ve Yükümlülükleri
Vergi denetimleri, mükelleflerin beyanlarının ve kayıtlarının doğruluğunu kontrol etmek amacıyla yapılır. Vergi Usul Kanunu uyarınca, mükelleflerin istenen bilgi ve belgeleri zamanında ve eksiksiz sunma yükümlülükleri vardır. Ancak denetim sürecinde, vergi hukuku kapsamında makul süre talep etme, savunma yapma ve tutanaklara itiraz etme gibi haklara da sahiptirler. Denetim sırasında hak ihlali yaşandığını düşünen mükellefler, ilgili mercilere şikâyette bulunabilir veya vergi hukuku çerçevesinde hukuki yollara başvurabilirler. Profesyonel danışmanlık almak, vergi hukuku alanında denetim süreçlerinin sağlıklı ve adil bir şekilde yönetilmesine katkı sağlar.
Vergi Borcu Yapılandırmaları ve Af Kanunları
Vergi borcu bulunan mükellefler için yapılandırma ve af kanunları, borçların ödenmesini kolaylaştıran önemli fırsatlar sunar. Vergi hukukunda bu düzenlemeler sayesinde, taksitlendirme, faiz indirimleri ve gecikme zamlarının kaldırılması gibi avantajlardan yararlanmak mümkündür. Başvuruların, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen süreler içinde yapılması gerekmektedir. Mükellefler, bu süreçte hak kaybı yaşamamak için vergi hukukunu yakından takip etmeli ve gerekirse vergi hukukunda uzman avukatlardan destek almalıdır